‘Puşi davası’ olarak bilinen üniversite öğrencisi Cihan Kırmızıgül'e 11 yıl 3 ay ceza verilen davanın gerekçeli kararında, Kırmızıgül'ün puşi taktığı için suçlandığı beyanlarına itibar edilmediği belirtilerek, puşinin "suçun işlenmesinde yararlanılan araç mahiyetinde olduğu anlaşıldığından müsaderesine karar verildiği" savunuldu.
Kamuoyunda “puşi davası” olarak bilinen Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül ile ilgili, Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Kırmızıgül'e verilen 11 yıl 3 ay hapis cezasına ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianame ve mütalaadaki suçlamalar ile sanık Kırmızıgül'ün emniyet, savcılık, sorgu hakimliği ve duruşmalarda verdiği ifadeler hatırlatıldı. Devam eden duruşmalardaki tanık ve gizli tanık anlatımları ile sözlü ve yazılı delillere yer verilen gerekçeli kararda, Kırmızıgül'ün savunmalarında suça katılmadığı ve örgüte üye olmadığını belirtmesine rağmen, kendisinden ele geçirilen cep telefonunda yapılan incelemede, olay tarihinden hemen önce telefonla görüştüğü bazı kişilerin "terör örgütü üyeliği" ve “örgütün propagandasını yapmak” gibi suçlardan haklarında polis kaydı olan kişiler olduğu ve ''fıratnews.org'' sitesinden olaya ilişkin yapılan haberlere göre söz konusu kişilerle diyaloğunun olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Kararda Kırmızıgül'ün puşi taktığı için gözaltına alındığına ilişkin beyanına karşılık olarak da, olay yerinden polisten kaçarken su kanalına düşmesi, polisin yakalamasının ardından kolluk kuvvetlerine direnmesi ve vücudundaki yumuşak doku lezyonlarının bu sırada oluşmasının anlaşılması nedeniyle itibar edilmediği savunuldu.
Kırmızıgül'ün ifadelerinde çelişkiler olduğu belirtilen kararda, “Dava konusu olay sırasında yasadışı eyleme katılan sanık tarafından yüzünü örtmek maksadıyla, yani suçun işlenişi esnasında, kendisini gizlemek amacıyla kullanılan ve 'puşi' diye tabir edilen bezin de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 54. maddesinde belirtildiği şekliyle, suçun işlenmesini kolaylaştıran, suçun yerine getirilmesiyle doğrudan ilişkili bulunan, suç oluşturan hareketleri gerçekleştirmede fiilen kullanılan, suçun kendisiyle işlendiği ve suçun işlenmesinde yararlanılan araç mahiyetinde olduğu anlaşıldığından müsaderesine karar verildi'' ifadelerine yer verildi. Tek yol devrim !
Kamuoyunda “puşi davası” olarak bilinen Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül ile ilgili, Özel Yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Kırmızıgül'e verilen 11 yıl 3 ay hapis cezasına ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianame ve mütalaadaki suçlamalar ile sanık Kırmızıgül'ün emniyet, savcılık, sorgu hakimliği ve duruşmalarda verdiği ifadeler hatırlatıldı. Devam eden duruşmalardaki tanık ve gizli tanık anlatımları ile sözlü ve yazılı delillere yer verilen gerekçeli kararda, Kırmızıgül'ün savunmalarında suça katılmadığı ve örgüte üye olmadığını belirtmesine rağmen, kendisinden ele geçirilen cep telefonunda yapılan incelemede, olay tarihinden hemen önce telefonla görüştüğü bazı kişilerin "terör örgütü üyeliği" ve “örgütün propagandasını yapmak” gibi suçlardan haklarında polis kaydı olan kişiler olduğu ve ''fıratnews.org'' sitesinden olaya ilişkin yapılan haberlere göre söz konusu kişilerle diyaloğunun olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. Kararda Kırmızıgül'ün puşi taktığı için gözaltına alındığına ilişkin beyanına karşılık olarak da, olay yerinden polisten kaçarken su kanalına düşmesi, polisin yakalamasının ardından kolluk kuvvetlerine direnmesi ve vücudundaki yumuşak doku lezyonlarının bu sırada oluşmasının anlaşılması nedeniyle itibar edilmediği savunuldu.
Kırmızıgül'ün ifadelerinde çelişkiler olduğu belirtilen kararda, “Dava konusu olay sırasında yasadışı eyleme katılan sanık tarafından yüzünü örtmek maksadıyla, yani suçun işlenişi esnasında, kendisini gizlemek amacıyla kullanılan ve 'puşi' diye tabir edilen bezin de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 54. maddesinde belirtildiği şekliyle, suçun işlenmesini kolaylaştıran, suçun yerine getirilmesiyle doğrudan ilişkili bulunan, suç oluşturan hareketleri gerçekleştirmede fiilen kullanılan, suçun kendisiyle işlendiği ve suçun işlenmesinde yararlanılan araç mahiyetinde olduğu anlaşıldığından müsaderesine karar verildi'' ifadelerine yer verildi. Tek yol devrim !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder