22 Mayıs 2012 Salı

Lehte ifade yok sayıldı !

İSTANBUL - Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül’ün kamuoyunda ‘poşu davası’ olarak bilinen ve 11 yıl 3 ay hapis cezası aldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme, Kırmızıgül’ün aleyhine önce “Molotofkokteyli attı” diyen ancak çağrıldığı duruşmada “Hayır o değildi” diyerek ifadesini değiştiren gizli tanığın ikinci beyanını ilginç bir gerekçeyle dikkate almadı. Mahkeme, “Aradan geçen bir yıllık süre içerisinde sanığın görüntüsünde saç, sakal, kilo gibi değişiklikler meydana gelmiş olduğu, teşhisin yüz yüze değil kamera aracılığıyla yapılıyor olması” nedeniyle ilk ifadeyi geçerli saydı. 
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi , 25 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan üniversiteli Kırmızıgül’e 11 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Cezanın gerekçesi dün açıklandı. Kararda, Kırmızgül’ün ‘poşu savunmasına’ itibar edilmedi, polis tutanakları ve gizli tanığın anlatımları dikkate alındı. Kararda, Kırmızıgül’ün aleyhine bir polis ve bir gizli tanığın ifadesinin olduğu hatırlatıldı. Polis S.E.’nin molotofkokteylinin atıldığı andan itibaren grubu izlediği, yüzleri poşulu topluluk içerisinde olduğu iddia edilen Kırmızıgül’ü takibe alıp yakaladığı belirtildi. Daha sonra da gizli tanığın anlatımlarına yer verildi. Bir markete yönelik molotofkokteyli saldırısından hemen sonra emniyete başvurup tanıklık yapmak istediği kaydedilen gizli tanığın, 21 Şubat 2010’daki teşhis işleminde, Kırmızıgül’ü göstererek, “Bu şahsın eylem sırasında elinde bulunan molotofu attığını net olarak gördüm” dediği ifade edildi. Daha sonra da gizli tanığın 4 Mart 2011’de görülen duruşmada, “İfademde belirttiğim kişi bana gösterilen kişi değildir. Olay yerine çok yakındım. Hatta orada sazı yanan çocuk benim arkadaşımın çocuğuydu. Şahıslarla yüz yüze geldim. Bu yüzden tanıyorum” dediği de anımsatıldı. 

Tanık ifade değiştirdi 
Heyet, iki ifade arasındaki farklılığı Kırmızıgül’ün aleyhinde yorumlayarak, şunlara dikkat çekti: “Gizli tanığın emniyet müdürlüğünde sanığa ilişkin yapmış olduğu teşhis tutanağında sanığın görüntüsü ile duruşma esnasındaki görüntüsü arasında aradan geçen yaklaşık bir yıllık süre içerisinde sanığın görüntüsünde saç, sakal, kilo gibi değişiklikler meydana gelmiş olduğu, teşhisin yüz yüze değil de kamera aracılığıyla yapılıyor olması gibi nedenler dikkate alındığında gizli tanığın olayın hemen akabinde sanığın olay yerindeki görüntüsüne en yakın olduğu anda hazırlık aşamasında yapmış olduğu teşhis işlemlerinin daha güvenilir olduğu...” Mahkeme kararında Cihan Kırmızıgül’ün cep telefonundan 1 Ocak 2010-21 Şubat 2010 arasında görüştüğü kişilerin bazılarının siyasi nitelikle suçlarda adlarının geçtiği vurgulandı. 

Gizli tanık AİHM’ye aykırı 
Avukat Turgut Kazan, özel yetkili mahkemelerde 2005’ten bu yana var olan gizli tanık uygulamasının AİHM’ye aykırı olduğunu belirterek, Kırmızıgül davasındaki sonucu tartışmalı bulduğunu söyledi. Kazan, “Gerekçeye iki soru yöneltilebilir. Birincisi şu: Güvenlik birimindeki teşhiste, şüphelinin avukatı hazır mıydı? Bulunmamışsa bunu nasıl adalete uygun bir teşhis sayacaksınız? İkinci soru: Bu bir yıl içerisinde sanığın değişmiş olduğu, değişeceği ihtimaline dayalı bir gerekçe kabul edilebilir mi? O zaman Türk yargısında hep emniyetin yaptığı teşhisler geçerli olacaktır” dedi.

Hiç yorum yok: